23 Kasım 2020 21:46 | 2396 kez okundu
SENDİKAMIZIN KAPSAMLI ARAŞTIRMASI ÖĞRETMENLERİN HALİNİ ORTAYA KOYDU: BORÇLU, UMUTSUZ VE HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞ...
Sendikamızın hemen her sene 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde yaptığı araştırma, bu yıl her zamankinden daha acı sonuçlar vermiştir. 5.514 öğretmenle çevrimiçi görüşmeler yapılarak, anahtar sorular sorularak yapılan araştırmada ortaya çıkan çarpıcı veriler özetle şöyledir:
Araştırmaya katılan öğretmenlerin %83’ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünüyor. Diğer tüm sebeplerle birlikte öğretmenlerin %93’ü öğretmenliğin saygın bir meslek olma özelliğini kaybettiği konusunda hemfikir.
Araştırmaya dahil olan öğretmenlerden ebeveyn olanların %63’ü çocuklarının gıda ihtiyaçlarını, %73’ü çocuklarının kılık kıyafet ihtiyaçlarını, %47’si çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayamıyor.
Hal böyle olunca araştırmaya katılan öğretmenlerin %86’sı çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor.
Öğretmenlerin %43’ü daha çok para kazanacağı bir iş bulması halinde mesleği bırakacağını ifade ediyor. Öğretmenlerin %96’sı son bir yılda yaşanan fiyat artışlarının bütçesini daha fazla etkilediğini söylüyor ve %61’i gelirlerinin yetersizliği nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını ifade ediyor.
Araştırmada ekonomik sorunlar açık ara öne çıkıyor. Buna göre; Öğretmenlerin %44’ü ev kredisi, 23. %30’u araç kredisi, %25’i ise çocuklarının eğitimi için çektiği kredileri ödüyor. Borç batağındaki öğretmenlerin %26’sı ek iş yapıyor, yüzde 29'u esnafa olan borcunu %35’i şahıslara olan nakit borcunu ödemeye çalışıyor. Öğretmenlerin %37’si kredi kartlarının sadece asgari ödemesini yapabiliyor. Araştırmaya katılan öğretmenlerimizin %3’ünün maaşında icra var, %8 'inin maaşına en az bir kez icra gelmiş ve %46’sı annesi, babası ya da arkadaşlarından yardım alarak ancak geçinebiliyor. Her ay borç alan öğretmenlerin oranı ise %22.
Öğretmenlik, kültürel anlamda sürekli beslenmeyi gerektiren bir meslek olmasına rağmen, araştırmaya göre; öğretmenlerin yaşadığı geçim sıkıntısı, sosyal ve kültürel hayatlarını da bitirmiş durumda. Öğretmenlerin %84’ü son bir yılda hiç tiyatroya, %73’ü ise son bir yılda hiç sinemaya gidememiş. %92’si her gün bir gazete, %62’si her ay bir kitap bile alamıyor. Senenin yorgunluğunu atmak, dinlenmek de öğretmene lüks sayılanlardan. Öğretmenlerin %89’u otellerde tatil yapamıyor. Tatili evinde ya da köyünde geçiren öğretmenlerin oranı ise %86.
ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 60'I GELECEKTEN ÜMİTSİZ!
Öğretmenlerin %46’sı görevden alınma korkusu yaşadığını söylüyor.
Okul yöneticilerinin yandaşlığa göre seçilmesi de öğretmenleri umutsuzluğa iten nedenlerden. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %83’ü yönetici olmak için mutlaka torpile ihtiyaç olduğuna emin. Öğretmenlerin %48’i yöneticiler tarafından öğretmenlere siyasi baskı yapıldığını ifade etmiştir. Bu soruya %22’nin "kararsızım" cevabı vermesi de manidar verilerden.
Öğretmenlerin %59’u gelecekten ümitli olmadığını ifade ediyor. Öğretmenlerin %26’sı kararsız olduğunu, sadece %15’i ise gelecekten ümitli olduğunu belirtiyor.
Öğretmenlerin %70’i’ öğrencilerine örnek olabilecek şekilde giyinemediğini söylüyor.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin %83’ü devlet okullarında eğitimin niteliğinin gün geçtikçe düştüğünü söylüyor; %83’ü devlet okullarında niteliğin düşmesi nedeniyle özel okullara talebin arttığı tespitini yapıyor. Bu tespite rağmen çocuğunu özel okula yollayabilen öğretmen oranı %15.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin %39’u Milli Eğitim Bakanı'nın eğitimin sorunlarını çözemeyeceğini, %16’sı kararsız olduğunu, %45’i ise çözebileceğini düşünüyor.
Korona kapsamında eğitim kurumları bir kapanıp bir açılır ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tüm önlemlerini aldığını söylerken, öğretmenler aksi görüşte birleşiyor. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %80’i Covid salgını sürecinde Milli Eğitim Bakanlığını başarılı bulmuyor.
Tüm aksaklıklara, uyarılara rağmen bir türlü geliştirilmeyen, tökezleyen uzaktan eğitim de öğretmenlerin başarısız buluğu MEB icraatlarından. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %80’i uzaktan öğretimin başarılı olmadığını ifade ediyor.
NOT: Araştırmaya katılan öğretmenlerin %47’si erkek, %53’ü ise kadındır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %12’si herhangi bir sendikaya üye değilken, %88’inin herhangi bir sendikaya üye olduğu, tespit edilmiştir. Araştırmamızdaki ebeveynlikle ilgili sorular, 5.514 öğretmenden sadece ebeveyn olanlara yöneltilmiştir.
'ÖĞRETMENLERİN DURUMU DÜZELTİLMEDEN EĞİTİM DÜZELEMEZ'
Araştırma sonuçlarını yorumlayan sendikamızın Genel Başkanı Orhan Yıldırım, şunları söylüyor:
"Bu araştırma, sadece kendi üyelerimiz arasında yapılmamış olması ve farklı kollardan, farklı çalışma durumlarından öğretmenlerle görüşülerek hazırlanması açısından çok önemlidir ve sonucu herkesçe iyi okunmalıdır. Geleceğin mimarı olan öğretmenlerimizin nasıl bir çaresizlik çukuruna itildiği görülmektedir. Bu yılki araştırmamızda en dikkat çekici veriler, geçim sıkıntısına ilişkindir. Öğretmenlerin hepsinin borç batağında olduğu, bu borçlar yüzünden yarısından fazlasının psikolojisinin bozulduğu, kendi çocuklarının ihtiyaçlarını bile giderecek kadar ücret verilmediği bir ortamda eğitim ne kadar sağlıklı olabilir? Hamaseti elden bırakmayan siyasilerin tabiriyle öğretmenlerimiz eğitimin dinamosu ise sormak lazım: motoruna yakıt koymadığınız bir aracı kullanabiliyor musunuz? Dünyada 'Başöğretmen' sıfatını taşıyan tek lider Atatürk iken, 2020'de O'nun izindeki eğitim neferlerine reva görülen bu karanlık tablo kabul edilemez.
Öğretmenler Günü vesilesiyle yine her taraftan övgüler yağacak ama bu araştırma ortaya koyuyor ki öğretmenin bu sözlere karnı tok, öğretmenin açlığı hak ettiği ücrete ve saygınlığa! Araştırmada bizim en önemsediğimiz kısımlardan biri de öğretmenlerimizin yarısına yakınının daha çok kazanacağı bir iş bulursa öğretmenliği bırakacağını söylemesi! Yine mesleğini severek seçen ve her şeye rağmen layıkıyla icra eden öğretmenlerimizin yüzde 80'inden fazlası, çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor; ne kadar acı!
Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı ve hükümete sesleniyoruz: Öğretmenler Günü için övgü düşünmeyi bırakın! Öğretmenler hamaset değil adalet istiyor! Daha ayın başında ay sonunu düşünürken eğitim vermek değil, emeğinin hakkını alarak, saygı görerek mesleğini icra etmek istiyor. Kendi alanında alınan kararların hiçbirinde söz sahibi yapılmayan, valisinden Cumhurbaşkanı'na kadar devletin her kademesinin azarlamayı hak gördüğü, dünyanın en önemli ve kutsal mesleklerinden birini yapıyor olmalarına rağmen insanca yaşayacak bir ücret ödenmeyen, kamudaysa yandaş yöneticiler tarafından baskı gören, özeldeyse açgözlü patronlar tarafından angaryalara maruz kalan öğretmenler, boş söz değil çözüm istiyor ve hak ediyor.
Eğitim-İş olarak eğitim ve bilim emekçilerimizin bu haklı talepleri için; laik, parasız, bilimsel, adil bir eğitim için mücadele etmeye devam edeceğiz."
Eğitim İş Araştırma dosyasını indirmek için tıklayınız.