Eğitim İş Samsun Şubesi
 
KÖY ENSTİTÜLERİNİN 79. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

KÖY ENSTİTÜLERİNİN 79. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

17 Nisan 2019 07:14 | 3270 kez okundu

KÖY ENSTİTÜLERİNİN 79. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

Çağdaş Türkiye için, yeniden Köy Enstitüleri sitemi örnek alınmalıdır.

 

Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı kazanıldıktan sonra çağdaşlaşmanın ve aydınlanmanın, silahla kazanılan bağımsızlığın teminatı olduğunun bilincinde olan Cumhuriyet’i kuranlar, “Köy Enstitüleri” modeli ile bunu uygulamaya koydular.

Köy Enstitüleri, “köye öğretmen ve köye yararlı diğer meslek erbabını” yetiştirmek üzere 1937 yılında açılmaya başlandı. 17 Nisan 1940 yılında da 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kuruldu.

Köy Enstitüleri hareketinin temel ideolojisi; yüzyıllarca ihmale uğramış köy insanına, kendi yazgısını değiştirecek bilinç ve beceriyi kazandırmaktı. Eğitim bunun bir aracı idi. Asıl amaç, köy insanının bilinçlendirilmesi ve canlandırılmasıydı. Çünkü okur-yazar olmayan bir toplum ile Atatürk Cumhuriyetinin hedefi olan çağdaş uygarlığa ulaşılamazdı. İşte Köy Enstitüleri ile bu eksiklik giderilmeye çalışılmıştır.

 Öğrenciler; öğreniyor, öğrendiklerini uyguluyor ve üretiyordu. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, sanatta, zanaatta ve sağlık alanlarında öğretmen olarak geri gönderildi.

     Ülkenin toplumsallaşma sürecini kolaylaştırmak için gerçekleştirilen Köy Enstitüleri girişimi, kazandığı onca olumlu sonuca karşın dinsel değerlerin çöküşüne neden olduğu gerekçesi ve komünizm geliyor korkutmalarıyla tamamlanamadı. Önce bilinçli olarak içi boşaltılan ve yozlaştırılan Köy Enstitüleri kapatılarak Anadolu’nun en önemli aydınlanma projesi ortadan kaldırıldı.

Köy Enstitüleri işlevini sürdürseydi; her yurttaş, kul olmaktan kurtulup, ülkenin onurlu yurttaşı olma bilincine ulaşacak; laik, sosyal hukuk devletinin hizmetlerinden her yurttaş yararlanacak; köy-kent arası uçurum kalkacak; kadın-erkek arasındaki hak eşitliği yerleşecek; insan, çocuk ve emekçi hakları tam olarak verilecekti. Sabahattin Eyüboğlu’nun “Köy Enstitüleri, bozkırda ağaç dikmek ve tutturmaktır” diye tanımladığı, Hasan Ali Yücel’in “Bu bizimdir, kimseden almadık; bizden alsınlar” diyerek milli ve özgün bir proje olduğuna işaret ettiği Köy Enstitüleri, pek çok yabancı bilim adamının da dikkatini çekmiş, akademik çalışmalara konu olmuştur. UNESCO da bu modeli gelişmekte olan ülkelere tavsiye etmiştir.

    Bugün Köy Enstitüsü ruhunu yeniden yakalamak için;çağdaş, üretken, demokratik, parasız ve laik bilimsel eğitim sistemine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Üretken ve yaratıcılığın desteklendiği eğitim anlayışı bugün yaşadığımız eğitim sorunlarının da çözümü olarak görülmelidir. İşte o zaman Atatürk’ün ve cumhuriyetin öğretmenlerden istediği ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesilleri yetiştirebiliriz.

       Eğitim-İş olarak amacımız; Köy Enstitülerinin felsefesi, heyecan ve ruhunu okullarımızda yaşatmak, tüm yurtta cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir. Cumhuriyet öğretmenlerinin yegane örgütü Eğitim-İş, Mustafa Necati’den, Hasan Ali Yücel’den, Fakir Baykurt’tan, hepsinden önemlisi Başöğretmenimiz Mustafa Kemal’den devraldığı bu görev ve sorumluluğu yerine getirme azim ve kararlılığındadır.

(0) Yorum

Güvenlik * Ad Soyad

Son Yorumlananlar